• Aşkan Mahallesi, Yaka Caddesi No:91 Konya
  • info@diamindzihinakademisi.com
Bizi Arayın : 0533 048 49 99

DİJİTAL DÜNYA, DİJİTAL BAĞIMLILIK VE DİJİTAL EBEVEYNLİK

Geçtiğimiz günlerde, 2022 yılı sonuna doğru yapacağımız konuşmalara hazırlık babında “teknoloji bağımlılığı”, “dijital bağımlılık” yada “internet bağımlılığı” anahtar kelimeleriyle arama motorlarını taradım. Maksadımız son yapılan araştırmaları tahlil etmekti. Korkunç rakamlarla yüzleştiğimizi ifade etmeliyiz.

Örneğin, 2019’da akıllı telefon kullanıcı sayısı dünya genelinde yaklaşık 2,5 milyara ulaşmış ve bu sayı 2020’de 6 milyara ulaşmış!

ABD’de 2014’te %22 olan kendi akıllı telefonunun kullanan ergen sayısı 2018’de %95’e yükselmiş.

Bir başka veri, ülkemizde hanelerin internet erişimi oranı 2019 yılı TÜİK verilerine (Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması-2019) göre %88,3 dolayında…

Ülkemizin de yer aldığı Avrupa Çevrimiçi Çocuklar (EU Kids Online) proje grubunun 2010-2015 yıllarında 9-16 yaş çocuk ve ergenlerde yaptığı araştırmaların sonuçları da oldukça çarpıcı:

2010’dan 2015’e değin ilk kez interneti kullanma yaşı 5’ten 2’ye düşmüş,

✓ İnternet kullanımı %50 artmış,

✓ Çevrimiçi video izleme ve müzik dinleme %45,3’ten %81,4’e yükselmiş,

✓ Sosyal paylaşım sitesi kullanımı %51,7’den %81,3’e ulaşmış,

✓ Yine bu yaş grubunda cinsel içeriğe maruz kalma aynı yıllar içerisinde %14,4’ten %51’e,

✓ Cinsel içerikli bildirim alma %11,5’ten %30,7’ye yükselmiş,

✓ Tanımadığı bir kişiyle iletişime geçme oranı ise %15,9’dan %37,6’ya ulaşmış,

✓ Aynı raporda dikkat çeken bir diğer veri 2010’da çocukların %52,5’i haftada bir ya da iki kez çevrimiçi olurken, 2015’te %57,5’i hemen her gün çevrim içi olduklarını belirtmiş,

✓ Yine 2015’te çocukların %57,8’i bir sosyal medya hesabına sahip olduklarını belirtmiş…

Son araştırmalarda hem dünyada hem ülkemizde internet bağımlılığı sıklığı çocuk ve ergenlerde %6 ila %14 arasında, çevrimiçi oyun oynama bağımlılığı sıklığı ise %1,5 ila %9,9 arasında değişmekte.

Bir ergen ortalama günde 150 kez telefonunu kontrol etmekte, yaklaşık 3 saat!

Araştırmalarda saptanan bu yüksek oranlara bakılınca internet ve ilişkili teknoloji için halk sağlığı sorunu etiketi hiç de yanlış olmaz!

Malumunuz, 2000 sonrası dünyaya gelen Z kuşağı ile 2012 ve sonrasında dünyaya gelen alfa kuşağı nesli internetsiz ve internetle ilişkili teknolojinin olmadığı bir dünyayı hiç deneyimlemedi.

Bu korkunç denilebilecek gerçekler karşısında ebeveynler ne durumda?

Bir çocuk-ergen psikiyatristi olarak internet ve teknoloji bağımlılığı olan onlarca genci ve ailesini gördük, dinledikve şifa vesilesi olmaya çalıştık. Kanaatimiz, kimi ebeveynler gelişime ayak uydurmuş ve ne yapacağını bilir durumda, ancak büyük çoğunluk şaşkınlık içerisinde ve neyi nasıl kontrol edeceğini bilmez vaziyette dehşete düşmüş, işler iyice sarpa sarıyor.

Şimdi değineceğimiz konu, tüm bu baş döndürücü teknolojik gelişimler karşısında evlatlarını nasıl koruyacakları husunda zihni karışık ebeveynler için. Artık ebeveynlik becerilerimize bir yenisi eklemenin zamanı geldi: dijital ebeveynlik!

Dijital bağımlılıklarla ilgili kabul edilmesi gereken ilk husus, alkol ve madde bağımlılığından farklı olarak, internet ve teknolojinin artık hayatın bir parçası olduğu ve çocuk ve gencin yaşamından internet ve teknolojiyi tamamen ortadan kaldırma çabasının/amacının yanlış olduğu… Doğru amaç sağlıklı internet ve teknoloji kullanımı başarmak.

0-18 ay bebekler için:

Hiçbir şekilde ekrana maruz kalmamalı... Ekranlar anne değildir, ne yemek yedirmek ne uyutmak ne de arabada yada herhangibir mekanda bebeği sakinleştirmek için kullanılmalıdır. Açık olan bilimsel gerçek şudur ki, bu dönemde ekran maruziyeti ne kadar fazla olursa bebeğin dil ve sosyal gelişimi o kadar yavaşlar… Ekranlar göz teması kurmaz, ekranlar ceee oynamaz, ekranlar gülümsemez ve jest/mimik kullanmaz… Bebekler tüm bunları ebeveynlerinin kendisine dokunmasından, konuşmasından ve oynamasından öğrenir… Özetle ilk 18 ay sıfır ekran…

18-24 ay bebekler için:

Ebeveyn eşliğinde günde yarım saati geçmeyecek şekilde, bazende görüntülü konuşma yapılabilir.

24 ay – 6 yaş:

Günde en fazla 1 saat… Ekranın çocuğa faydalı mı zararlı mı olacağını belirleyen 3 temel faktör var.

Birincisi, asla yalnız değil, ebeveynle birlikte izlemek.

İkincisi, ekranı oyalama, avutma, sakinleştirme için değil, oyun için kullanmak.Birlikte nasıl saklambaç oynuyorsak birlikte tablet de oynayabiliriz.

Üçüncüsü, içeriği mutlaka kontrol etmek, çocuğun zararlı içeriklere maruz kalmasını engelleyecek güvenli internet uygulamalarını öğrenmek ve kullanmak gerekir.

6-12 yaş:

Artık ilkokul ve sonrası ortaokul, kabul etmek gerekir ki eskinin ansiklopedilerinden bilgi araştırmıyoruz, çevrimiçi ansiklopedilerimiz var, bu dönemde çocuklar interneti, tableti, telefonu ve bilgisayarı sıklıkla ödevler vearaştırmalar için kullanmakta. Yukarıda bahsettiğimiz üç prensibe dikkat ederek bu durumu desteklemeli, hatta güvenli bilgi kaynaklarını öğretmeliyiz.

Burada yeri gelmişken önemli bir hususu daha belirtmek isterim;

Çocukların odasına hiçbir zaman teknolojik bir cihaz koyulmamalı, teknolojik cihazlar küçükten itibaren ebeveyn eşliğinde/gözetiminde herkesin ortak kullandığı salon yada oturma odası gibi alanlarda kullanılmalı.

12-18 yaş:

Ve ergenlik… Zaten yaş dönemi itibariyle heyecanlı, aksiyonlu ve gelişmeye çok açık bir süreç.

İlk konu, baştan itibaren sağlanmış olan odada bilgisayar ve benzeri teknolojik cihaz olmaması kuralı bu dönemde de devam etmeli.

İkinci husus, liseden önce akıllı telefon sahibi olmak doğru değil, çocuklar kendilerini siber dünyanın zararlarından koruyamıyorlar, liseden önce mutlaka alınması gerekiyorsa internete bağlanamayan ve uygulama kullanamayan tuşlu telefonları tercih etmek doğru olacaktır.

Üçüncü husus, telefonu aldığınızda yavrunuza kullanım izni verirken daha baştan kuralları açık-seçik konuşun ve takipçisi olun, ara ara kontrol edeceğiniz söyleyin, günün hangi sürelerinde çevrimiçi olmasına izin vereceğinizi belirtin, sosyal paylaşım sitelerinde liseden

önce hesap açmalarına izin vermeyin, hesap açınca takip edeceğinizi belirtin, paylaşılan hiçbir resmin ve yazının siber dünyadan asla kaybolmadığını çok iyi anlatın.

Buraya kadar yazdıklarım en temel noktalar ve çocuklarımızla ilgili dikkat edilmesi gerekenler.

Ebeveynler açısından birkaç noktaya değinip yazımı bitirmek niyetindeyim;

Öncelikle, çocuklar taklit ederek öğrenir gerçeğini hiç unutmamalı, anne-baba kendi telefon kullanımı kontrol etmeli, çocukların yanında sürekli telefon ve tabletleriyle meşgul anne-babalar çocukların teknoloji kullanımını kontrol edemezler.

Evin içinde hiç teknolojinin olmadığı zamanlar ve mekanlar oluşturun, mesela akşam 8 ila 9 arası wi-fi kapalı olsun, telefonlar sessizde ve başka bir yere kaldırılmış, tv kapalı, herkes salonda sohbet etsin, çay içsin kitap okusun oyun oynasın…v.b.

Teknoloji ve internetsiz yılda birkaç gün tatil planlayın, mesela köyünüze gittiğinizde tüm neşeniz ve gücünüzle çocuklarınzıa hiç teknoloji olmadan da yaşanabileceğini gösterin… Kampa gidin, yürüyüşe çıkın ve böyle zamanlarda tamamen çevrim dışı olun, çocuklarınıza bunun mümkün olabileceğini gösterin.

Çocuklarınızın fotolarını ne bebekken, ne çocukken ne de ergenken paylaşmayın… Bazı ülkelerde artık bu davranışın suç kabul edildiğini unutmayın.Sürekli fotosu paylaşılan, kaç beğeni aldı yarışı yapılan, her anının herkes tarafından görülebileceğini deneyimleyen çocuğun  kendibedenini beğenmeyeceğini, özgüveninin azalacağını, mahremiyet duygusunun kaybolacağını ve kendisini sürekli birilerine beğendirmek zorunda hissedeceğini unutmayın.

Teknoloji her ne kadar hayatımızı kolaylaştırsa daasla karşılıklı oynanan bir oyunun yerini tutamaz.

Bol oyunlu ve gerektiği kadar teknolojili günler diliyorum efendim…

 

Doç. Dr. Fatih Hilmi ÇETİN & Doç.Dr.Halit Necmi UÇAR

Çocuk-Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

DiaMind Zihin Akademisi

0533 048 49 99